Pazar, Nisan 30, 2006

oy anam oy oy oy!..
ben bittim, öldüm, 2 gündür dinlediğim bir şarkının etkisindeyim.. araştırmalar yapıyorum şarkı üzerine, koca google da bile 3-4 sonuç anca çıkıyo, amcamızın başka şarkılarını arıyorum yok falan.. yeni bir fenomen oldu benim için az sonra bahsedeceğim amcamız.. ibo üstüne yazdığım için bu adam üstüne yazmayacaktım.. blogun selameti için iyi mi olur kestiremiyorum çünkü (sürekli müzik yazıyo gibi bi intiba oluşur mu bilmiyorum yani, ama bu yazdıklarımla bunu engelledim sanki)

neyse olaya dönelim..

taksimdeyim, saat 12 suları bakırköy dolmuşuna bindim, elimi cebime attım, parayı çıkarıp uzatıcam, radyoda duyduğum davudi ses ve söylediği sözler içimi eritti, beni bitirdi, bu kadar içli söz yazılır mı diye tutuldum kaldım adeta.. dolmuşçunun "evet ücretini gönderemeyen" diye seslenmesiyle kendime geldim..

şarkı sözlerini yazarak google da yaptığım bir arama sonucu şarkıyı söyleyenin "selahattin özdemir" diye çok saygın bir sanatkar olduğunu öğrendim.. (ezik google pis google, şu şarkıyla ilgili 2-3 sonuç anca buldu)

neyse efem şarkının sözlerini yazayım ben :
-sana yanlış yapana kıymaz mıyım be gülüm
seni benden alana sıkmaz mıyım be gülüm
senin için bu alemi yakmaz mıyım be gülüm
gülüm gülüm iki gözüm vay benim gülüm

evet evet, işte benim aradığım şarkı buydu, harika, olağanüstü, dehşet.. ferhatt bir comment te yazmıştı mustafa topaloğlu oy oy eminemi ingilizce söylüyormuş diye de, o şarkıyı bile aramıyorum, bulmak istemiyorum artık..

şarkının benim buraya yazdığımın ötesinde çok daha derin manalar içeren dörtlükleri de var ancak ben onlardaki anlamı çözemediğim, anlayamadığım için yazmadım.. aslında yazabilirdim google dan buldum ama beni vuran, aklıma kazınan kısmı, defalarca tekrarlanan kısmı bu nakarat olduğu için gerek görmedim..

nakaratta sadece son dizedeki yaratıcılık örneğinden bahsedeceğim, geri kalan sözlere diyecek bir şeyim yok.. son dizede yani "gülüm gülüm iki gözüm vay benim gülüm" kısmından bahsediyorum.. farkettiniz mi bilmiyorum burada söz yazarı her kimse (selahattin özdemir'den kuşkulanıyorum) sözün bittiği noktayı dinleyicilere göstermiş.. ne demek istiyorum? şöyle ki:
efem, 3 dize yazıldıktan sonra bu 3 dizeyi aşacak, bu 3 dize kadar mana taşıyacak bir söz grubu bulunamadığı için sadece melodiyi (ki şarkının melodisiyle ilgili söyleyecek hiçbir sözüm yok) tamamlamak adına "gülüm" sürekli tekrar edilmiş.. bu bir yaratıcılık örneğidir, dehanın müziğe yansımasıdır, bir çığırdır..

efendim şarkının şiirsel bir çalışma olduğu aşikar, ben bu şarkının neo klasik akımına mensup olduğunu düşünmekteyim.. bu şarkıyla birlikte şarkılarda kullanılan semboller kalkacak, her şey pat pat söylenebilecek, eskiler rafa kaldırılacak, sembolizm diye bir şey kalmayacaktır.. müzikte böyle bir çığır açan selahattin abiye teşekkürü bir borç bilmekteyim, işin hüzünlü kısmı bir gün bu akıma tepki olarak da başka bir akımın doğacağını bilmemdir..

şiir dedik de şiirsel incelemesini de yapalım şarkının madem öyle:

sana yanlış yapana kıymaz mıyım be gülüm - a
seni benden alana sıkmaz mıyım be gülüm - a
senin için bu alemi yakmaz mıyım be gülüm - a
gülüm gülüm iki gözüm vay benim gülüm - a

"gülüm"ler redif,
kıymaz mıyım, sıkmaz mıyım, yakmaz mıyım, benim kelimelerinin son iki harfi olan -im ler tam uyak..

(oy anam oy bak ne farkettim, en son dizeye b diyerek tamamen farklı bir açılım da getirebiliyoruz.. bu ne çok yönlü bir şiirdir, nedir ne değildir anlamadım gitti)

bu şarkıyla ilgili söyleyeceklerim bu kadar ancak selahattin abiyle ilgili söz bitmiyor ki, ne desek boş..

araştırmamı yaparken öğrendim ki selahattin abi adanalıymış ve ingilizce arabesk kavramını da literatüre sokmuş.. evet doğru okudunuz, geri dönüp durmayın doğru mu görüyoruz diye.. arabesk ingilizce olan şarkıyı rapide attım, oradan indirip dinleyebilirsiniz isterseniz, ama dikkat dinlerken.. bünyede sarsılmaya yol açıyor adeta..

yukarıda bahsettiğimiz gülüm adlı parçasıyla müzikte başlattığı neoklasik akım yetmiyormuş gibi bir de ingilizce arabesk.. allahım inanamıyorum bir insanın bu kadar yaratıcı, lider ruhlu, öncü olabileceğine.. sağlam müzik arşivim olduğunu düşünürdüm ancak winamp da sürekli bu şarkı çalıyor, kendimi dinlemekten alamıyorum, buyrun siz de bu zevki yaşayın:

http://rapidshare.de/files/19277867/selahattin_oezdemirle_fasl__muhabbet.mp3.html

selahattin abiyle veya bu şarkıyla ilgili yazacak herhangi bir sonuç paragrafım yok.. sonlandıramayacağım, sonuçlandıramayacağım bir hayranlık bu.. şoklardayım, söyleyecek fazla söz yok (aynı gülüm şarkısının son dizesindeki gibi)
gülüm gülüm gülüm gülüm deyip bitireyim ben de..

sağlıcakla efem!..

dipnot: bu akşam ibo şovda ümit besen ve arif susam var, önce o programı izleyin sonra bu şarkıyı dinleyin derim.. ben bu şarkıyı dinledikten sonra ibo şovu izleyesim falan kaçtı, çok yavan gelecek artık o program.. ibo da bir dev olabilir, ümit besen de, arif susam da ancak selahattin abi bir numara benim gözümde..

tekrar saygılarımla

Perşembe, Nisan 20, 2006

intihar!..

19 nisanı 20 nisana bağlayan gece, sabaha kadar tam 4 kez amelie izleyerek kendimi intihar edicem..

Pazar, Nisan 16, 2006

hah hah haah haah

efem merhabalar..
bu blogta çok ilgimi çeken bişeyi fazla yorum yapmadan sizlerle paylaşacağım..

dolmuşta gidiyorum bir gün, taksim-bakırköy dolmuşu olabilir.. dolmuşçular bi telsiz sistemi kurmuşlar kendi aralarında, bilirsiniz, onlarla konuşuyorlar sık sık "şurası açık mı" , "şurada yollar tıkalı mı" falan diye.. çalışma prensibini de biliyorsunuzdur mutlaka, ama konunun selameti için hayati önem arz ediyor bu çalışma prensibi, dolayısıyla bir kez söylememde fayda var.. eline alıyorsun, bir düğmeye basıyorsun, konuşuyorsun, karşı tarafa ses bu şekilde gidiyor, düğmeye basmadığın zaman dinleme modundasın..

işte bizim dolmuşçu aldı eline bu aparatı, bişeyler söyledi, karşıdan cevap geldi, tekrar düğmeye bastı bişeyler söyledi, karşı taraftan gelen ses
-euhhefhueheuhehehhehuehueeauha
şeklindeydi.. ben bunu duyunca gülmeye başladım da tek ben vardım gülen.. bi tek bana garip geldi heralde ya da kimse farketmedi..

bana garip gelmesinin sebebini de açıklayayım madem, anlatınca aynı etkiyi yapmamış olabilir.. adamın gülmesi o kadar içtendi ki, gülmeye başlamadan hangi ara eline telsizi aldı, nasıl gülmeye başlamadan o düğmeye bastı, bu nasıl bir şartlanmadır anlayamadım

ama takdir ettim..

-eheheuheuhehuaeuae

(ibo yazısına kısa bi ara, bu arada bunu bitireyim dedim, bu gece yayına girer ibo da, saygılarımla)

Cuma, Nisan 14, 2006

tatlıses ltd.

tatlıses lahmacun, tatlıses dürüm, tatlıses kebap, tatlıses evleri, radyo tatlıses, tatlıses market, idobay, tatlıses turizm, tatlıses tv zart zurt derken el atmadığı sektör kalmamış adamın.. bi ayağında kundura altı üstü onun bu kadar yükselmesini sağlayan.. ayağında kundura günlerini eski ibo severler olarak özlemiyor değiliz..

sanatta kısıtlama elbette yoktur ama sen bunu yanlış anladın be ibocum.. seni biri feci keklemiş erotizm de olmalı şarkılarda falan diye.. (kesinlikle bu son şarkıların birinin yönlendirmesi olduğunu düşünüyorum, eski şarkılar nerde şimdikiler nerde)
-böyle şarkı yapılır mı be ibo?
+yapılıeear tabi şappi, sanat diyon, kısıtlama olmaz diyon bana mı var kısıtlameaeaa.. alla cezanı vereceeak.. vereceeak.. (ağız çemçürülerek okunacak)
-yahu ibo, sanatta kısıtlamaya hayır, tamam da kızlar ne hoş olur kucakta diye şarkı olur mu..
+alla cezzanıı vereceak, benim mi ki o şarkııe.. kahtalı miçe agamızın
-yahu niye okuyorsun, ayağında kundura senin miydi sanki, okudun bak nerelere geldin, kötüye gidiyosun abi..
+verii guuut, şappii, oh oh

evet efenim anlamışsınızdır, ibonun diskografisindeki pornografik ögeleri (şarkı da diyebiliriz) inceleyeceğiz bu yazımızda..

efem 5 şarkı üzerinde yoğunlaşacağız bu yazı boyunca.. ilk önce 1978 yılında çıkardığı bir albüm var ibrahim beyefendinin adı ayağında kundura olan.. "kırmızı kurdele" diye bi şarkımız var bu albümde.. şarkıdaki olaylar silsilesi şu şekilde gelişmekte:

kııırmızı kurdileee, küöör olasan emiiiinem
endiim dereleeerine, bilmem nireeleeerine
kaytaan bıyııklaaaarımı, sürsem nereleriiine

yavrum da sanaaa iiipeeek mendil alaaayım
endiim dereleeerine, bilmem nireeleeerine
kaytaan bıyııklaaaarımı, süreeem nireleriiine

yavrum da sanaaa meleeez köynek alaaaayım
eindiim dereleeerine, bilmem nireeleeerine
sırmaa bıyııklaaaarımı, sürsem nereleriiine

yeavrum da sana kalıç potin alayım
eindiim dereleeerine, bilmem nireeleeerine
sırmaa bıyııklaaaarımı, sürem nereleriiine

evet sayın okuyucu, işte şarkı budur.. eski günlere dönelim biraz (ortaokul günlerine falan).. o günlerde bize ortak paranteze alma gibi kutsal bir şey öğretilmişti, çarpmanın toplama üzerine dağılma özelliği baz alınarak.. kim derdi ki tıp okuyan birine bu gün gelip lazım olacak.. bugün şarkıyı incelerken ortak parantez metodunu kullanacağız sayın okuyucular.. şarkıyı formulize edersek:

eindiim dereleeerine, bilmem nireeleeerine sırmaa bıyııklaaaarımı, sürem nereleriiine (kııırmızı kurdileee, küöör olasan emiiiinem+yavrum da sanaaa iiipeeek mendil alaaayım+yavrum da sanaaa meleeez köynek alaaaayım+yeavrum da sana kalıç potin alayım) şeklinde bişey çıkıyo ortaya.. ne anlıyoruz bu ortak parantezden.. bu şarkıdaki kırmızı kurdileee, meleeez köynek(o ne demek lan), iipeeek mendil falan hep hikaye.. hiçbir önemi olmayan sözler.. şarkının anafikiri derelerine ve akabinde kadının nerelerine(!) inmek, kaytan/sırma bıyık, nerelerine sürmek etrafında oluşturulmalıdır zannımca..

bu blogu yazarken buraya kadar 2 şey farkettim..
1- eeeeyy ibo, sen 1 anket sonucuna göre bıyıkları kestircek adam mıydın? o zamanlar kim vardı hayatında, kime yazmıştın bu şarkıyı, kimin nerelerine sürüyodun kaytan bıyıklarını, emine olarak karakterleştirilmiş kişi kimdi sana yeniden şarkılar yazdıran(mazhar alanson'a selam olsun), şimdi niye kestin bıyıklarını, oldu mu, yakıştı mı, kimin nerelerine ne süreceksin şimdi, hadi onu geçtim dereye inmen bile buna bağlı.. yazık ettin kendine..
2- ibo bariz ilk albümünde bile gayet pornografik bir şarkıya yer vermiş, artan bir trend olarak gösterdim ibo'nun pornografik kariyerini ama öyle değilmiş.. biz ibocular olarak ayağında kundura günlerini özlemekteyiz demiştim ama al sana ayağında kundura albümünden güzide bir çalışma.. 7'sinde neyse 70'inde de o.. haydieea şappiiiii


inceleyeceğimiz 2. şarkıya geçebiliriz efem.. bu şarkı haydi söyle albümünden, ki bu albüm 94 çıkışlıdır.. bu da demektir ki ibo pornografik şarkılarına taaam 16 yıl ara vermiş.. şok şok şok.. flaş flaş flaş.. bu kadar dayanabileceğini sanmıyorum aslında, büyük ihtimalle ben kaçırmışımdır.. şarkımız bir hit, bir kült, bir klasik olan "tombul tombul memeler" !..
sözlerini yazalım bi önce, sonra incelemeye geçeriz..

daam üstüüünde uneleer (ulama var burada) (x2)
tombul tombul memeleer
zalım oy gelin zalıım zalıım zalıım

memmeleeer baş kaldırmıııış (x2)
kavuşmuyor dügmeler
zalım oy gelin zalıım zalıım zalıım

güüökte yıldıız ellidir (x2)
ellisi deeee bellidiir
zalım oy gelin zalıım zalıım zalıım

sevilecek güzelin (x2)
gülüüüşşünden bellidiir
zalım oy gelin zalıım zalıım zalıım


bu haftaki (14 nisanı 15 e bağlayan gece) beyaz şovu izlediyseniz bilirsiniz; mazhar alanson telefonla bağlanan bi seyirciye kaşar dedi gayrı ihtiyari olarak, sözün nereye gideceğini düşünmeden.. pot kırdı yani, yaşlı anlamında kaşar dedi aslında ama kaşarın orospu gibi bi anlamı da olduğu için bu büyük bir pot sayılabilir..

ibrahim tatlıses'in bu şarkıda kırdığı pot tam olarak bu doğrultuda kırılmış bir pottur.. normalde nedir, ön sevişme vardır, sonra sevişmeye geçilir.. ilk aşamada hareketler daha kibardır.. ibonun bu şarkıda hatalı olduğu yer işte tam burasıdır..

bak ibocum.. sen önce dam üstünde uneler ohhşş memeler memeler, kavuşmuyor düğmeler falan deyip kendini belli edersen sonra sevilecek güzel gülüşünden bellidir zart zurt desen de kimse sana inanmaz, millet kaçacak delik arar.. oluyo mu hakkatten bi bak allaşkına.. ohhş düğmee, kavuşmuyo, memme, tombul, ohhş, sevilecek güzel, gülüş!!! bu sıra oldu mu şimdi.. olmadı ibocum olmadı, bu şarkıda niyetin yanlış aşamada belirtilmesinden dolayı pornografik bir özellik kazandı.. doğru sırayı tutturabilsen oysa ki erotik özellikler taşıyan bir şarkı deyip geçebilirdik, ama şimdi olmaz.. bak bana, demek istediğimi anlatana kadar 3-4 örnek verdim, sonra anlatmak istediğime geldim.. oysa desem ki pornografik lan bu, millet direkt siktir lan diye yaklaşabilir, altı üstü bi meme, nesi pornografik diyebilirdi.. neyse bu şarkıyı da bitirdik

bu arada gene öyle yazarken farkettim ki ibo yetmez mi adlı albümünde biri derya'ya biri aso'ya olmak üzere 2 şarkı yapmış.. şoke durumdayım şu anda.. biri bana bunun şaka olduğunu söylesin:/


sayın okuyucu, ibonun eli dursa ayağı durmuyo, gözü dursa kaşı oynuyo.. 4 sene aradan sonra 98'de çıkardığı "at gitsin" albümüne adını veren şarkıya geldi sıra.. hiçbir şey yok buraya kadar şarkılarında ama burada öyle bir patlama yapıyor ki ibo, akıl alacak gibi değil.. evet evet "at gitsin" adlı parçadan bahsediyorum.. oha dediğinizi duyar gibiyim (nah bana, bişey duymuyorum gene), ama açıklayınca göreceksin sevgili okuyucu..

at gitsin adlı şarkımız 4 dakika 19 saniye süren bir şarkı, bunun sözlerini yazmaya, incelemeye gerek yok.. nakaratını yazacağım ve onun üstünden konuşacağız.. bu arada bilmemiz gereken şudur ki nakarat 2 kez tekrarlanıyor her bölümde.. bu nakaratı yer yer ibo tek, yer yer koroyla söylüyor, yer yer de koro tek söylüyor.. nakarat şöyle ki:

at gitisin at gitisin, eeskimişse at gitsiiin-ibo
at gitisin at gitisin yaramazsa at gitsiin-ibo
at gitisin at gitisin, eeskimişse at gitsiiin- ibo+koro
at gitisin at gitisin yaramazsa at gitsiin- ibo+koro

nakaratın 2. girişinde olay kopuyor sevgili okuyucu, bak nasıl kopuyor:
at gitisin at gitisin, eeskimişse at gitsiiin-ibo
at gitisin at gitisin yaramazsa at gitsiin-ibo
at siksiin at gitisin, eeskimişse at gitsiiin-koro
at gitisin at gitisin yaramazsa at gitsiin-koro+ibo

evet evet, bi yanlışlık yok, gayet doğru bu yazdıklarım.. inanmayanlar, inanmayacaklar için şarkıyı rapidshare a attım.. linki aşağıda.. tek yapacağınız şey şarkıyı indirmek, şarkının 2.40-2.50 aralığını daha dikkatli dinlemek.. bana yok öyle değil diyebilecek 1 kişi çıkarsa kulak muayeneye gideceğim, kulaklarda bozukluk çıkarsa bunun ortaya çıkmasında büyük payı olan ibo ya teşekkür mektubu yazacağım, doktora da bu şarkıyı dinleteceğim..

efem bu albüm çıktığında ya orta hazırlıktaydım ya da orta 1 de.. o zaman arkadaşlarla farketmiş, walkmanlerden dinlemiş, at siksin dediği kanısına varmıştık.. ama unuttuk gitti, sonra herhangi bir genel kanıya varılamadı bu konuda, medya bu konunun takipçisi olmadı, bizim gibi idealist 2-3 genç de gelen baskılar sonucu meslekten soğutuldu (ne diyorum lan!..) bu aralar böyle bir yazı yazmaya karar verince aklıma ilk gelen o günler ve bu şarkı oldu, ve o günlerde ne kadar haklı olduğumuz bir kez daha gün ışığına çıktı..

neyse, bırakayım kendimden bahsetmeyi:) ibo ya sesleneyim gene.. ey ibo, bu rezalet nedir, at siksin ne demek, ya sen hiç at siki görmedin ya da ortada bizim de anlayamayacağımız bişeyler dönüyo.. reklam desek benim ihtiyacım yok diyeceksin haklı olarak (yukarıda işletmelerini saydık ibonun, albümden kazanmasa da önemi yok), bir hata desek mümkün değil (hiç mi dinlemedin albümü satışa çıkarmadan), koro senden habersiz öyle bişey yaptı desek o da mümkün değil, ortada bir şey (at siki??) var ama nedir kaynağı bulamadım..

işte at gitsin adlı şarkının linki: http://rapidshare.de/files/18182370/01-IBRAHIM_TATLISES_-_AT_GITSIN.MP3.html


geldik 2004'e.. aramam adlı albüm çıktı ve bu albümde de güzide bir parça.. "kavur balıkları" adı parçamızın.. sözleri şöyle:

eeeiindim dereyeeee daş bulamaaaadııım
kendimeee göre eeş bulamaaaadıım
aman melekeem kavuuuuur balıklaaaaarıı
akşama getireceeem arkadaşlaaağaarı

eeeğaman neresiiinden, nereeeesssiinnnden
yandım neressiiindeen, nereeeesiinden
tuttum karınıııın eteeeeğiindeeen
tuttum karınıııın memeeesiindeeeen
aman melekeem kavuuuuur balıklaaaaarıı
akşama getireceeem kabadayııılaaarıı

evet efenim görüyorsunuz şarkının rezilliğini, yorum yapmasam bile olur ya aslında.. ama tutamıyorum kendimi yapıcam..

ibocum, canım bak öncelikle şunu öğrenmeliyiz ki karı denmez.. karı memesinden tutulmaz.. ibo bak meme, cici meme, güzel meme, kadın memesi, karı yok ibo, meme tutmak yok.. kendimi kemal sunal'ın bi filmi vardı hanzo diye, oradaymışım gibi hissettim..

ayrıca ibocum bu kadarla da bitmiyo söyleyeceklerim.. hadi diyelim ki karı demiyosun artık, memeyi de tutmuyosun, seviyosun öpüyosun falan (ıyy öpmeyi de öğretmek lazım sana, ibrahim tatlıses öpücüğü diye bişey kazandırdın literatüre), vazgeçtim veya seviyosun sadece, öpmek de yok şu aşamada, bişey daha öğrenmen lazım.. melekem diye hitap ettiğin birine kavur balıkları, kabadayıları getircem, arkadaşları getircem, hizmet et bize tarzında konuşursan hiç iyi gözle bakmazlar sana.. kadıncağız belki çekiniyo hazırlamak istemiyo, sen napıyosun bunun üzerine, önce eteğinden sonra memesinden tutuyorsun.. olacak iş mi, sinirlendim adeta..aşıcaz bunları beraber ibocum, hep birlikte..


ibonun kendini aştığı, daha önceki senelerde kahtalı miçe'nin de söylediği bir şarkıya geldi şimdi sıra.. 2005 te çıkan "sizler için" albümünden "bir taş attım pencereye" şarkımız..direkt sözlerini yazıyorum:

bir daş aattım pencereyee, tıgh deidi
aaanası çıkhtı, kızım evde yok dedii vay vay
inanmazsan gel yukarı bak dediii

armut dalda gız balkondaaa sallanır vay vay
şeker yemiş dudaakları ballanıır vay vay
atalım mııı arap kızı atalım mııı vay vay
senin içiiin on beş sene yatalım mııı vay vay
rakıyı daa şaaraba katalım mıı vay vay

demircileer demir döger ocaktaaa
şimdikki gızlar ne hoş oluuur gucaaktaaa vay vay
öpüşürkeeeen yemeek yandı ocaktaa

armut dalda gız balkondaaa sallanır vay vay
şeker yemiş dudaakları ballanıır vay vay
atalım mııı arap kızı atalım mııı vay vay
senin içiiin on beş sene yatalım mııı vay vay
rakıyı daa şaaraba katalım mıı vay vay

demircileeeer demir döger tunç oooolur
altın yüzüük barmağıma güüüc oolur vay vay
sevip sevip ayrılması gec oluuur

armut dalda gız balkondaaa sallanır vay vay
şeker yemiş dudaakları ballanıır vay vay
atalım mııı arap kızı atalım mııı vay vay
senin içiiin on beş sene yatalım mııı vay vay
rakıyı daa şaaraba katalım mıı vay vay


e be ibocum.. 94'te de tombul tombul memeler de aynı hata, 2005'te de aynı hata.. gene önce mevzuya girmiş sonra yumuşatmaya çalışmışsın.. neyse gelelim incelememize..

bak ibocum, herkes biliyo artık niyetini, taa 94'te belli etmişsin herkese, millet kaçıyo senden.. kız balkonda sallanıyo anası yok diyo.. gördün mü bak? olacağı buydu zaten.. hem taş atmayla zartla zurtla olmaz bu iş.. ürkütürsün aileyi de kızı da..taş atılır mı cama, zile bas, ara, mesaj at bişey yap ama anayı karıştırma.. taşı attın direkt anayla muhattap oldun..

yahu ibo ne güzel gidiyorsun, insan bişey öğrencem falan sanıyo, demirciler demir döger ocakta dedikten sonra öğretici bişeyler bekliyordum kendi adıma konuşmak gerekirse.. bu demirden zart yaparlar zurt yaparlar gibi ama o zaman şarkı olmaz demi.. peki sen şimdiki kızlar ne hoş olur kucakta dedin de şarkı mı yaptın be ibo, oldu mu, şarkı senin değil de üstüne yapıştı haberin olsun.. hem ne demek şimdiki kızlar ne hoş olur kucakta be ibo, ayıptır yazıktır, bizden utanmadın oğlundan utan be ibo..

hem şunu da söyleyeyim, onu da öğren, rakıyı şaraba katma, mayalı içkiyle mayasızı karıştırırsan pis çarpar..

hey gidi, ibo neler neler yapsın biz hala koca pipili camışlar, pussy cat dolls takılalım, yazık!..

bir sonraki albümde editlemek üzere bırakıyorum bu yazıyı..

kalın sağlıcakla!..

Çarşamba, Nisan 12, 2006

(adeta) film gibi

dıt dııııı nınıt
dııt dııııı nınıt
dıt dııııı nı nıı
nıııı nınııııııı nınıııt

eveeeet.. kırmızı başlıklı kız.. bugünkü açılış müziğimiz sinan çetin'in film gibi'sinden "dıt dııı nınıt" adlı parçamız oldu..

ne alaka diye sorduğunuzu duyar gibiyim (muuahuahau ne yazdım ulan, midem gurluyo arada onu duyuyom bi tek), cevap vereyim efendim.. bugün yaşadıklarımla veya yaşamak istediklerimle ilgili bişey -film gibi- diye başlık atmam.. ne yaşadın diye sorduğunuzu duyar gibiyim:)

efem, okul kütüphanesine çalışmaya gittim ve hemen akabinde iksv konuk ağırlama departmanından zeynep hanım aradı bir servis var diye.. apar topar oraya gittim, gelen misafirin çantasını the marmara 1. kattan alıp aşağıda beni bekleyen arabaya indim.. bilen bilir renault sponsor oldu festivale.. getir götür işleri biz rehberlerin dışında onlara ait.. 10 araba+10 şöförleri festival için çalışıyor.. havaalanı-oteller arası mekik dokumaktalar..

şimdii.. gelelim işin film gibi olan kısmınaaa.. şimdi efendim.. film festivali çeyrek asırı devirmiş, renault desen gene hayvani bir firma, 2 tarafın da böyle bir organizasyon için şöför seçiminde daha makul olmasını beklersiniz de mi..
-eveeeeet..
+e güzel de bunlar hiç önemsememiş şöför işini..
-aaaaaaaaa
+yaaaaaaa

yahu sinir harbi yaşadım resmen şöförle..

yaşadıklarımı ve yaşamak istediklerimi anlatayım da hak verin veya vermeyin..

ben oldum olası erkeklerin ilk muhabbet kurdukları andan itibaren küfürlü konuşmalarına kıl bi insanım.. 2 erkek muhabbete girdikten 5-10 dakka sonra yıllardır, hadi abartmayayım aylardır tanışıyormuşçasına rahat rahat küfür edebiliyorlar.. en tiksindiğim olaylardan biridir bu maalesef.. küfreden kişi benim uzun süredir arkadaşım olur, zaten onla bi yerden sonra küfürlü konuşmazsan olmaz da ilk kez gördüğün muhabbet ettiğin bi adamla böyle konuşmak ne ola ki? hele benle, hele babam yaşındaysan, hele renault gibi bir firma sana istanbul kültür sanat vakfının bir organizasyonu için bir araba emanet ettiyse..

yahu adamla ilk konuşmamızı yazıyorum..
-merhaba abi nasılsın?
+iyi canım sağol.
-sağol abi ben de iyiyim
(dat daaat [arkadaşını gördü kornaya basıyor])
+yahu bu kornaya bastığım adam var ya, feci taşşak bi adamdır..
-efendim abi!..
+adam diyorum
-eeee
+taşşak işte
-?!?!..

ben mi yanlış anladım diye bir dumur yaşarken adam hala mağrur bir ifadeyle arabasını sürmekte idi.. ben zamansızlıktan arabada falan hipotalamus hipofiz ilişkisi notunu çalışmayı planlıyordum ki böyle bir şoka maruz kaldım.. hipotalamik fonksiyonlarım falan resmen durdu bir süreliğine.. korteks ve talamusun çalıştığını düşünüyorum ama, bu ikilinin duyguları baskılayıcı özelliği var diye öğrenmişiz ya, onlar çalışmıyor olsa adamın üstüne atlardım herhalde..

hani filmlerde oluyo ya, bir aktöre bi harekette bulunuluyo sonra o da kendisinden hiç beklemediğimiz bir hareket yapıyo.. mesela adamı patır patır dövüyo.. 15-20 sn sonra bi anlıyorsunuz ki aslında adamın hayali oymuş, biz hayalini izlemişiz ve aslında bizim çemçük ağızlı adamın yüzüne gülüyo.. adeta öyle oldum bugün.. bi an hayal ettim sadece ama çok gerçek bi hayaldi.. adamla onun gibi ama onu şok edebilecek şekilde konuşuyordum.. mesela:

-merhaba abi nasılsın?
+iyi canım sağol.
-sağol abi ben de iyiyim
(dat daaat [arkadaşını gördü kornaya basıyor])
+yahu bu kornaya bastığım adam var ya, feci taşşak bi adamdır..
-ohohoohohho, demek taşşak haa, ohohoohhoho, sen de çok taşşağa benziyorsun abi, oohohohooho..
+efendim? (aha da rolleri değiştik mi?)
-sen diyorum abi..
+eeee
-taşşaksın işte
+nasıl konuşuyorsun sen öyle, baban yaşındayım ben senin, babanla öyle mi konuşuyorsun sen?
-babam taşşak değil, sen taşşaksın.. sen oğlunla böyle mi konuşuyon hem ohohoohoho..

şeklinde anlamsız bir diyalogtu hayalimde yaşadığım..

abarttın ulan diyenler olabilir, altı üstü bi taşşak demiş diye düşünenler de olabilir.. az bekleyin daha bombalar geliyo.. biz bu saçları değirmende uzatmadık.. bişey biliyoruz herhalde.. böyle ilk dakikasında küfürle başlayan muhabbetlerden hiçbir zaman hazzetmemişimdir dediğim gibi.. sonu bok oluyo çünkü.. o yüzden böyle başlayan muhabbetlerde hep seviyeyi baştan koymaya çalıştım, burada da olduğu gibi.. adama garip davranarak bişeyler hissettirmeye çalıştım falan.. babam yaşında hakkatten, anlar, farkına varır falan diye de düşündüm..fakat olanlara bi bakalım..

bir kırmızı ışıkta durduk.. kucağında çocuk genç sayılabilecek bi kadın dileniyo ışıklarda.. bizim arabaya da geldi.. ben bunlara da oldum olası çocuklarını kullandıklarını düşündüğüm için kıl olmuşumdur da bu adam ona bile fırsat vermedi..

+gencecik taş gibi kadın be abi, di mi?
-hı hı öyle abi..(taş gibiyi sağlık açısından falan söylüyo sandım ben gayet masumane, çalışabilecek durumda anlamında söylüyo sandım, bak altından neler çıkacak şimdi..)
+sikişse fazla fazla para kazanır..
-efendim abi..
+sikişse diyorum, daha fazla kazanır (kulağımda sorun var o yüzden efendim diyip duruyorum sandı mal heralde tekrar ediyo)
-ne diyorsun abi sen?(hafif sert ses tonuyla)
+postası 40 milyondan, yalan mı abi?
-abini sikeyim senin, doğru konuşsana sen artık.
+ne diyosun sen?
-doğru konuş diyorum, babam yaşındasın daha fazla zorlama beni.. hatta konuşmadan işini yap, git havaalanına gel adamın asabını bozma
+muhabbet etmeye çalışıyoz di mi şurda
-başlatma edeceğin muhabbetten.. am göt taşşak sik ekseninde gidiyo ulan muhabbetin.. hem o muhabbetse ben de abini sikeyim dedim ne tepki veriyon
+uzatma
-yürrü!.
+.....
-.....

ya işte böyle, benim adamın ne dediğini anlamamla kan beyin bariyeri falan kalmadı ortada, kan direkt beyne akın etti..adamın baya üstüne gittim de hayal ettiğim gene bu değildi.. hayalimde adamı resmen pataklıyodum.. çat çat çat bi gözüne bi burnuna bi ağzına bi daha ağzına çat çatçaçaçaçaçat.. adam adeta tokat manyağı oldu.. çaçaçaççaçaçatççaaaat..
dövüp 40 milyon falan verseydim adama postası 40 milyon hesabı ne kadar sarardı aslında, ama aklıma şimdi geldi..

neyse çalışmam lazım da burada blogu noktalıyorum herhangi bir sonuç paragrafı yazmadan.. buradan iksv ye, yetmedi renaulta sesleniyorum; dediklerimde hatalıysam ara:
0555 .......